„İnsan hatadan hâli değildir, fakat tevbe kapısı açıktır.” İnsanda nefis olduğu için her an hata yapabilir. Ancak yanlış yaptığını anlayınca tevbe de edebilir. Çünkü tevbe kapısı açıktır. Hele ki gençken yapılan hatalardan çıkarılan dersler Allah katında değeri o kadar büyüktür ki, yeterki yaptığımız hataların farkına varıp hemen terk edip, Allah’a tevbe edelim.
Gençken bazı şeylerin kıymeti anlaşılmıyor. Yapılan günahlar artık o kadar sıradanlaşyor ki günah olduğu fark edilmiyor. Fakat bir gün bu gençlik elimizden çıktığında herşey anlaşılacak!
Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi:
„İçimi titreten bir sestir her gün.
Saat her çalışında tekrar eder:
Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün
Gençlik böyledir işte, gelir gider;
Ve kırılır sonra kolun kanadın;
Koşarsın pencereden pencereye“
Bediüzzaman Hazretleri ise bu konuda: „Perestiş ettiğin nefis ve heva ve meftun olduğun gençlik ve hayat zayi olup kaybolacak, senin elinden çıkacaklar. Fakat günahlarını, elemlerini sana bırakıp boynuna yükletecekler.” diyerek seslenir gençlere.
Gençlik insan hayatının en verimli zaman dilimlerinden biridir. Onun içindir ki, nice şiirlere konu olmuş! Kiminin şiirinde, kiminin mezar taşında! Boşuna dememişler „Her şey gençken güzeldir.“ Yolun yarısına geldiğinde insan hayatın fani olduğunu anlıyor,
Yine Cahit Sıtkı Tarancı´nın dediği gibi:
„Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.“
İnsan genç olsun, yaşlı olsun fark etmez, ölüm her an gelebilir. Azrail her an „Sıra sende“ diye seslenebilir. Onun için hazırlıklı olmak gerekmez mi? Onun için insan yaşarken tevbesini yapmalı, işlediği günahı terk edip, hatasını anlamalı.
Bediüzzaman Hazretlerinin gençlere duyduğu engin ve derin şefkatıyla seslenir: „Sizdeki gençlik kat’iyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada hem kabirde hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik manen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.“
Öyleyse dünya, bize „haydi dışarı“ demeden ne yapmalı?
Sorunun cevabı sizde.
Mehmet Evren
Ayasofya No 66