Warning: Declaration of AVH_Walker_Category_Checklist::walk($elements, $max_depth) should be compatible with Walker::walk($elements, $max_depth, ...$args) in /var/www/vhosts/umtsspeedtest.de/httpdocs/ayasofyazeitschrift/wp-content/plugins/extended-categories-widget/4.2/class/avh-ec.widgets.php on line 0
Kuantum, tefekkür, dua ve ibadetlerin s?rr? – Ayasofya Zeitschrift – Die Zeitschrift für Wissenschaft, Integration und Religion

Kuantum, tefekkür, dua ve ibadetlerin s?rr?

kuantum

Bir hikaye anlat?l?r. Adam?n birisi sorup duruyormu?. ?airin dedi?i gibi, “Kimim ben, bu hal neyin nesi?“ deyip sorular?na cevap ar?yormu?. Her nas?lsa, bir türlü tatmin edici cevap bulam?yormu? arad??? sorulara. Birço?u bu sorulara dudak büküp geçi?tiriyormu?. Ya da bo? ve anlams?z gözlerle dinlemi?ler. Yahut da dinliyor görünmü?ler. Çünkü onlara göre anlaml? sorular de?ilmi?. Kimisine göre ise bunlar dü?ünmeye bile de?mezmi?.

Nihayet günün birinde uzak bir beldeye u?ram?? yolu adam?n. Ayn? sorular? oradaki insanlara yöneltmi?. Yine bilindik sorular?n? yöneltmi? onlara: Kainat bizden ne istiyor? Varl???n s?rr? nedir? Tabiatta bu olup biten faaliyetler ve güzellikler kar??s?nda bize dü?en görev var m?d?r? O civarda da?da yaln?z ba??na ya?ayan birisini tavsiye etmi?ler. “Senin sorular?na verse verse o cevap verir” demi?ler. Adam yola koyulmu? ve o garip ki?iyi bulmu?. Ayn? sorular? sormu?.

?htiyar, bir süre sakal?n? ovu?turmu? ve ona bir ka??k dolusu su vermi?. “Hadi” demi?. “?imdi git, ?u kulübemin önündeki alanda iki tur at, yaln?z bu ka??ktan bir damla yere dökmemeye dikkat et. Cevab?n? geldi?inde veririm”.

Adam pür dikkat… ?çi su dolu ka??kla bahçeyi dola?maya ba?lam??. “Aman ha, sak?n ha,” diyormu? sürekli kendine. Gerçekten de ka??ktaki suyu hiç eksiltmeden geri dönmü?. ”??te geldim, bak bakal?m eksilme var m?? Suyu dökmemek için çok dikkat ettim”.

O garip insan, bu kez “Hadi, ?imdi tekrar kulübenin önündeki bahçeye git ve orada neler var? Gördüklerini bana anlat” demi?. Adam bahçeyi bir uçtan öbür uca gezmi?; neler görmü? neler!.. Emsalini daha önce görmedi?i envai çe?it bitkiler, çe?it çe?it meyve a?açlar?, türlü türlü çiçekler; de?i?ik ku?lar, uçu?an kelebekler, az ileride a?a??da hafif hafif esen rüzgarla sal?nan ve dalgalanan ekinler, her tarafta e?siz bir ahenk ve armoni dikkatini çekmi?. Önceki turunda bu muhte?em güzelli?i, büyüleyici ve insan? mest eden manzaray?, havay? fark edemedi?ine ?a??rm?? kalm??. Döndükten sonra gördüklerini tek tek anlatm??. Adam? sonuna kadar dinleyen garip insan ?u ibretli sözleri söylemi?:

“Ya sadece küçücük bir damla için ömrümüzü heba ederiz, sermayemiz olan ömrümüzü bo? yere tüketiriz ya da her ?eyde, her olaydaki güzellikleri, hikmetleri fark ederek ya?ar?z. Önemli olan varl???n kendilerini de?il, onlar?n bizlere aksettirdikleri manalar?d?r. Bakmay? bildi?imiz zaman, her ?ey bir ibret levhas?, hakikat habercisi haline gelir. Ço?u insan bu bak??a sahip olmad???ndan sahte bir benli?in esiri olarak, bir ka??k suya o koca dünyas?n? hasreder ve ömrünü faydas?z tüketir. Öyleyse varl???n s?rr?, bu bak??lar?m?zda ve niyetlerimizde gizlidir evlat” demi?.

Konuya bu hikaye ile giri? yapmam?n sebebi, insan zihin ve dü?üncesi ile kainat aras?ndaki ba??-ilgiyi deneysel olarak ortaya ç?karan Kuantum biliminin açt??? pencereden tefekkür, niyet ve do?ru bak?? aç?s? kazanman?n önemine dikkat çekmekti. Acaba kainat? yutabilen yeteneklere sahip oldu?umuz halde; koskoca dünyam?z? bir ka??k suda m? bo?uyoruz? Alemin iste?imize-niyetlerimize cevap verecek ?ekilde yarat?lm?? oldu?unun ne kadar fark?nda bir hayat sürüyoruz? Dahas? kainat?n ibadetlerini kendi ibadetimize dahil olman?n s?rr?na vak?f m?y?z?

Kur’an’da “duan?z olmazsa ne öneminiz var” buyrulur. Duas? çok ve içtenli?i (ihlas?) yüksek birisi miyiz? ?imdi kuantum bilimi ile daha aç?k görüyoruz ki kainat ve uzay bo?lu?u bo? olmay?p, “canl?” bir yap?ya sahip. Öyleyse, dualar?m?zla, bak?? ve niyetimizle kainat? adeta mayalayabilir bir hakikat?m?z var. Dü?ünce ve niyet tohumlar?n? aleme ekebiliriz. Böylece bir sonsuzluk yolcusu olan bizler, kainat kadar sevap meyvelerine sahip olabiliriz.

Bu hikayeyi okuyunca, Bediüzzaman hazretlerinin Mesnevi Nuriye eserinde geçen ?u sözü hat?r?ma gelir. “K?rk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yaln?z dört kelimeyle dört kelâm ö?rendim; tafsilen beyan edilecektir. Burada, yaln?z icmalen i?aret edilecektir. Kelimelerden maksat, mânâ-y? harfî, mânâ-y? ismî, niyet, nazar’d?r. ?öyle ki: Cenab-? Hakk?n mâsivâs?na, yani kâinata mânâ-y? harfiyle ve Onun hesab?na bakmak lâz?md?r. Mânâ-y? ismiyle ve esbab hesab?na bakmak hatâd?r.”

Kuantum ve Dü?ünce Dünyam?z

Bir önceki yaz?m?zda k?smen ayr?nt?lar? ile ele ald?k… Kuantum bilimi göstermektedir ki, topyekün kainat ve içindekiler insan?n niyet ve dü?üncesinden etkilenmektedir. ?nsan niyet ve dü?üncesinin varl???-kainat? etkilemesi, öyle bir ke?if ki bunun sonuçlar?n? etrafl?ca tart??m?? ve ibadet, dua ve e?itimle ba?lant?lar?n? (örne?in insan?n emanet-i kübra hamili ve halife-i arz olmas? s?rlar? ile) ele alm?? de?iliz henüz.

Yukar?da yer alan hikayede her ?eyin hakikat?n? merak eden adam, “Kainat kar??s?nda vazifemiz nedir?” sorusunu yöneltiyordu. Kuran’?n ilk nazil olan ayeti olan “oku” insan?n aslî vazifesinin ne oldu?una asl?nda bir cevapt?r. Hayat?n her lahzas?n?n anlaml? hale gelmesinin s?rr? bak???m?zda ve niyetlerimizde gizli görünüyor. Üstad Bediüzzaman, bu gerçe?e “niyet kömürü elmasa, elmas? da kömüre kalbeder” sözü ile dikkat çeker.

Böylesine bizi ku?atan ilahi nimetlere kar?? cüzi ve s?n?rl? ibadetimiz elbette kafi gelmeyecek; kar??l?k olmayacakt?r. Ancak ?imdi kuantum penceresinden zihinle etkile?ebilen yeni kainat tablosu bize niyetleri ku?at?c? ve kapsay?c? hale getirmekle, kainat?n ibadetlerini kendi ibadetimize dahil edebilece?imizi söylüyor. Rivayetlerde vard?r ki, cennet ba?lang?çta her ?ah?s için bo? bir arazidir. Öyle ise, biz külliyet kesbeden dua ve ibadetlerimizle bu bo? alan?n içini doldurabiliriz.

Risale-i Nur eserlerinde insan?n iki vazifesi ?öyle anlat?l?r:

“?imdi iki levha, iki daire görünüyor: Biri, gayet muhte?em, muntazam bir daire-i Rubûbiyet ve gayet musannâ, murassâ bir levha-i san’at. Di?eri, gayet münevver, müzehher bir daire-i ubûdiyet ve gayet vâsi, câmi‘ bir levha-i tefekkür ve istihsan ve te?ekkür ve îmân vard?r ki, ikinci daire bütün kuvvetiyle birinci dairenin nâm?na hareket eder.”

Cenâb-? Hak, “kendini tan?tmak ve sevdirmek istemesi” hikmetiyle, hem güne?i hem gözü yaratt??? gibi, hem r?zk?, hem r?zka muhtaçlar? yaratm??; hem güzellikleri, hem güzellikten anlayanlar? var etmi?, hem sanatl? varl?klar? hem de sanattan anlayan bizleri halketmi?. Biz, Müzeyyin isminin tecellisiyle güzelle?en bu âlemi seyretti?imizde, ondaki bu ak?l almaz güzelli?e hayran olan varl?klar?z.. ??te bu hayranl???m?z?n ad? ubudiyettir; kul olarak yapmam?z gereken görevlerdir.

Yeryüzünde Rezzak isminin tecellisiyle sergilenen ve istifademize sunulan çe?itli nimetler için Rabbimize ?ükrederiz. ??te bu ?ükrümüzle, maddeyi terbiye ederek r?z?k haline getiren daire-i Rububiyete kar?? ubudiyet görevimizi yerine getirmekteyiz. Yine biz, gözümüze nice mânalar ve hikmetler yerle?tirildi?ine bakar, Allah’?n Alîm ve Hakîm isimlerinin o küçük varl?ktaki bu büyük tecellilerini hayretle dü?ünürüz. Gözün terbiye edilmesi daire-i Rububiyete aittir, onun tefekkür edilmesi ise daire-i ubudiyete ait bir vecibedir.

Niyet ve Nazar?n Ku?at?c?l???

Kuantumun en ?a??rt?c? yanlar?ndan birisi gözlemcinin-insan?n kendisinin de olay?n bir parças? haline gelmesiydi. Atom fizi?i, i?in içine insan ?uuruna yer vermeden kainat hakk?nda konu?amayaca??m?z? aç?k bir biçimde ortaya koymu?tu. “Çift yar?k deneyi” atom parçac?klar?n?n ayn? zamanda “dalga” yap?s?nda oldu?unu gösteren bir bulu?tu. Madde ve enerjinin ayn? zamanda “dalga” yap?s? baz? manevi s?rlar? daha iyi anlamam?z? sa?l?yor. Örne?in ayn? frekans ve fazda olan dalgalar üstüste gelip-birle?iyorlar. Ters fazda olanlar ise birbirini götürüyorlar. Dalgalar?n bu özelli?i, müsbet dü?ünce ve niyetlerin niçin yap?c? ve sinerjik etki gösterdi?ini; negatif olanlar?n ise alemde niçin y?k?c? etki b?rakt???n? anlamam?z? sa?layabilir. Yine dalgalar?n bu özelli?i ?ahs-? manevideki güç ve cemaat s?rr? için de aç?klay?c? olabilir. Hatta “i?tirak-? ameli uhrevi” denilen manevi ?irket s?rr? da -birisinin kazand??? sevab?n herkesin hanesine yaz?lmas?- da aç?klanabilir.

Üstad Bediüzzaman, ayn? hedefe yönelmi? iki ki?inin on bir, üç ki?inin ise yüz on bir de?erinde oldu?unu ifade eder. Bu s?rdan hareketle, cemaatle yap?lan ibadetlerin, Hac ve Cuma gibi topluca ibadetlerin neden çok daha fazla sevap meyveleri verdi?i daha kolay anla??labilir.. Bu etki, sinerjik oldu?undan, tek ba??na olduklar?ndan çok daha büyük etki meydana getirecektir.

Bunu ???nlar?n ba?ka bir özelli?i ile aç?klamaya çal??al?m. Normal ???nlar?n her biri (föton) farkl? yönlerde hareket eden vektördür. Her biri farkl? yönde ???n vektörlerini ayn? yöne çevirdi?imizde ve ayn? frekansta titre?en ???n demetleri haline getirdi?imizde kar??m?za ola?anüstü güçteki “lazer” ???nlar? ç?kacakt?r. Lazer ???nlar?ndaki ola?anüstü etki ve gücü biliyoruz.

Normal ???nlar? farkl? dü?ünen ve hedefleri olmayan bir toplulu?a benzetirsek, lazer ???nlar? ise, hedefleri ayn?la?m?? cemaat ve ?ahs? manevi s?rr?na örnek olabilir. Cemaat halinde külliyet ve ve devam kesbeden dua ve ibadetlerin kabulü ve ortaya ç?kan güç bu s?r ile ilgili olabilir. Çünkü, dü?üncenin kuantum özelli?i ve ???nlarla dü?üncenin benzer yasalara tabi olmas?, hakikat?n böyle olaca??na dair i?aretler vermektedir.

Dü?üncenin madde üzerine etkisini ortaya koyan birçok gözlemler bulunur. En çok anlat?lanlardan birisi de Japon Masaro’nun su üzerine yapt??? deneylerdir. Takdir ve sevgi gören, dua edilen su daha güzel ve düzgün kristal desenleri olu?turmaktad?r. Halbuki kin nefret ve a?a??lama sözleri dinletilen su örnekleri, kristal de?il, amorf ve bozulmu? yap?lar ortaya koymaktad?r. Sevgi ve ilgi gören saks? bitkilerinin daha gür ve canl? hale geldi?ine dair ço?umuzun mü?ahedeleri bulunmaktad?r.

Tüm bu deneme sonuçlar?, f?tratta-yarat?l??ta hakim olan?n hay?r, hak, nizam, nezafet, ihsan, lütüf oldu?u daha iyi görülmüyor mu? ?slam’?n f?trat dini oldu?u bu tecrübelerle de teyit edilmektedir. Sonuç olarak, kötü duygu ve yanl?? inançlar, ?ahs?n aleminde oldu?u kadar, kainatta-çevrede de zehirleyici ve y?k?c? etkiler b?rakmaktad?r. Özellikle, hava-atmosfer, moleküler yap?s? ile dü?ünce ve niyetlere do?rudan aç?k nano sistemlerdir. Dolay?s?yla iklim ve hava durumunun insan?n inanç ve dü?ünceleri ile do?rudan ba?lant?s? olabilir. Ba??m?za gelen umumi bela ve musibetlerin de…

Kin, nefret haset duygular? ve inançs?zl?k bu “kurulu ilahi düzeni” y?k?c?-bozucu etkide bulunmaktad?r.. Haset, dü?manl?k, kin, k?skançl?k, riya-gösteri? ve menfi duygu ve fiiller günah addedilmesini onlar?n insan?n kendi dünyas?ndaki tahribat? yan?nda evrendeki düzeni bozucu etkisinden kolayca anlayabiliriz. Menfi dü?ünce ve niyet ta??yan, etrafa inançs?zl?k ya da ahlaks?z fikirler yayan bir ki?inin, etrafa atom bombas? ile radyasyon; yahut kimyasal bomba ile zehirli madde yayan birisinden fark? olmayacakt?r. Unutmayal?m ki, insan dü?ünce ve duygu dünyas? ile bir televizyon vericisi gibi etrafa sürekli ne?riyat yapmaktad?r. Her ?ey bizim evrene bak?? aç?m?zla ilgili oldu?una göre, bizim görü? mesafemiz ve ufkumuz ne kadar hakka müteveccih ve do?ru istikamette ise, güzellikler alemimize ve aleme yans?yacakt?r. O halde fert oldu?umuza de?il, kainatla bütünle?en zihin dünyam?z?n zenginli?ine, dua ve hizmetlerimizin çap?na bakaca??z. .

Prof. Osman Çakmak
Cakmak.osman@gmail.com