Mustafa Bey, Almanya´da ´Türkiyem´siz bir dü?ün olmaz. Mutlaka her dü?ünde, bu parça, sizin parçan?z çalar. Bu parçan?n bu kadar bir fenomen olaca??n? bekliyormuydunuz? Özelliklede Avrupa´da bu kadar tutulaca??n??
Tabiki o dönemde ya?ananlar çok önemli. Yani 1993de baslayan, 1999a kadar devam eden süreç. Ozaman?n ?artlar? önemli. Terör dönemi. Dolay?s?yla o parçada o döneme denk geldi… O gündemi yakalayabilmek önemli… K?smet yani. Allah´?n takdiri… Ve dedi?iniz do?ru. Avrupa´ya gitti?imizde her konserimizde mutlaka bu parçay? okuyoruz. Ve Avrupa´da konserlerde o küçük çocuklar?n, 3-5 ya?lar?ndaki çocuklar?n bo?azlar?n?n damarlar? patlarcas?na ´Türkiyem´ ba??rmalar? bizleri tabiki çok sevindiriyor… E?er Türkiye´de – Allah korusun – bu vatan sevgisi, millet sevgisi, memleket sevgisi kalmasa dahi, Avrupa´da yeti?en tüm o çocuklar?m?z o kuruyun dallar? ye?ertecek a?ka ve ?evke sahip olduklar?na inan?yorum ben. Çünkü ?u avantaj var… Türkiye´de sokaklarda gezerken dikkat edin insanlar?m?za. Günde 5 vakit ezan okunur ama hiç kimsenin umurunda de?il. Her yerde bayrak vard?r, bayraklar sallan?r, ama hiç kimsenin umurunda de?il. Elinizde var olan ?eylerin k?ymetini bilemezsiniz. E?er siz, sevdi?iniz veya ba?l? oldugunuz ?eylerden ayr? kal?rsan?z, onun de?erini anlars?n?z, onun fark?na var?rs?n?z. Dolay?s?yla Avrupa´da ya?ayan çocuklar?m?z?n biraz daha vatanperver olmas?, memleket sevdal?s? olmas? – Allah´a binlerce ?ükür – çok güzel bir duygu. Buda devletin i?tiraklar?yla olu?mus bir sevda de?il. Bireysel bir mesele. ?nsanlar?n kendisinden gelen bir durum… Çünkü çocuk soka?a ç?k?yor, kilisenin can sesini duyuyor. O çocuk ister istemez, ´ben hristiyan de?ilim. Peki müslümanl???n neyi var? Ezan? var.´ diyor. Belki birazda a?a??l?k kompleksi var, çünkü heryerde yabanc?, ondan dolay? kendi özüne sar?lma duygusu ortaya ç?k?yor… Dolay?s?yla ´Türkiyem´ parças? Avrupa´da olumlu kar??land?.
Mustafa Bey, dedi?iniz gibi, Avrupa´da gurbetçilerimiz de kimli?e sar?lma durumu var. Çünkü bir yanl?zl?k piskolojisi olabiliyor, ezana, vatana hasret kalma meselesi var… Peki kendi de?erlerimizi gurbettede muhafaza edebilmek ve gençlere aktarabilmek için, sizce nelerin yap?lmas? gerekiyor?
?imdi 50 sene önce Almanya´ya misafir i?ci olarak giden, tarlas?n? b?rak?p, oralara gidenler ile, ?imdiki durumu iyi de?erlendirmek laz?m. Amerika, dünyan?n neresinde olursa olsun, kendi vatanda??n?n nerede, nas?l ya?ad???n?, kaç çocu?u oldu?unu, nekadar geliri oldu?unu bilir. Ama biz öyle garip bir memleketizki, 50 sene önce Avrupa´ya gönderdi?imiz vatanda?lar?m?z hakk?nda hiç bir ?ey bilmiyoruz. Nerede kald?klar?n?, nas?l ya?ad?klar?n?, öldülermi, kald?larm? bilmiyoruz… ?imdi devletin bir tak?m sorumluluklar? var. Ben varsam, devlet vard?r. Devleti devlet yapan millettir. Dolay?s?yla ben Avrupa´da her zaman ?unu söylüyorum, devlet orada konsolosluklar açm??. Büyükelçilikler açm??. Almanya´da zaten ikinci s?n?f vatanda? olan türklerimiz, birde o türk konsolosluklar?na girincede ikinci s?n?f vatanda? muamelesi görüyorlar. Türk konsolosu, türk bayra?? as?l?. Türkiye diye giriyorsun… ?imdi o insanlar?m?z?n ruh halini dü?ünün… Dilini unutan, dinini unutur. Onun için Avrupa´n?n heryerine te?kilatlar açanlardan Allah raz? olsun. O te?kilatlar? sevelim, sevmeyelim ba?ka bir ?ey, ama Allah raz? olsun…
Èvet, 50 sene önce misafir i?ci olarak gitmi?ler, fakat geri dönmemi?ler. Bunu nas?l de?erlendiriyorsunuz?
?imdi giden insanlar?m?z, geri dönece?iz diye gitmi?ler. Yani halimizi yerine getirelim, çoluk çocu?umuza araba alal?m, ev alal?m, diye gitmi?ler… Sonra çocuklar büyümü?. Çocuklar entegre olmu?, uyum sa?lam??lar. Sonra ´hadi çocu?umuz büyüdü, okusun biraz´ demi?ler. Daha sonra çocuklar 20 ya??na gelmi?, delikanl? olmu?. ´Hadi evlendirelim´ demi?ler. Sonrada onlar?nda çocu?u oluyor, torunu oluyor… ve geri dönemiyor. ?imdi bu safhada bir genç niye geri dönmek istesin? Çünkü Türkiye´nin sosyal hayat? çok farkl?. E?itim çok farkl?. Dolay?s?yla Türkiye´ye gelmez ve gelmeyide dü?ünmüyorlar… buda çok normal bir?ey.
Peki Mustafa Bey, o zaman orada büyüyen, ya?ayan ve dönmeyecek olan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
1. Almanya´da ya??yorsan?z, almancay? bir alman çocu?undan daha iyi konu?man?z laz?m. Bu alternatifsiz. 2. Okuyacaks?n?z, güzel karde?im. Okuyacaks?n?z, çünkü ba?ka bir alternatifimiz yok. Bizim babalar?m?z tarlalar?n? b?rak?p gitmi?ler, fabrikalarda ve lahan çukurlar?nda çocuklar?n? büyütebilmek için mücadele vermi?ler. Benim babama emir veren insanlar?n amiri ben olmak mecburiyetindeyim. Bu ?ekilde hizmet etmeliyiz. Çünkü ´insanlar?n en hay?rl?s?, insanlara hizmet edendir´…. Avrupa´da ya?ayan, dilini, dinini unutmayan bir çok insan?m?z var. Ama nice nice ailelerin çocuklar? varki, batakl?klara dü?mü?ler. Eroin, esrar, fuhu?… ?imdi bir türk vatanda?? olarak, bu pisliklere bula?m?? bir türk gencimizi gördü?ünüz vakit, sizin yüre?iniz s?zlam?yorsa, sizin damarlar?n?zda dola?an kandan ?üphe etmeniz laz?m… Ozaman biz Avrupa´da çok çal??mak mecburiyetindeyiz. Ama kazand?klar?m?z? profesyonel bir ?ekilde yine insana yat?rmam?z laz?m… Mesela Türkiye´de baz? tatil bölgerinde en güzel hanlar Avrupal?lar?n. En lüks evler… Baz? yerlerde 500 tane yazl?k var, hepsi Avrupal?´lar?n. Öyle yerlerden her geçti?im an, içim s?zlar… Çünkü sadece y?lda 15 gün bu yazl?klarda gelip kal?yorlar. O 500 haneye harcanan paray? bir dü?ünün… 15 gün için o para o duvarlara, o betonlara yat?r?lmaz… 10 tane fabrika aç?lsa, orada çoluk çocu?unu çal??t?rsan, daha karl? olursun… Dolay?s?yla ?imdi Avrupa´da çocuklar?m?z ne yapacak? 1. Öncelikle h?rs?m?z olacak. H?rs?m?z ama kendimize ait. Ba?kas?na zarar vermeden. Allah herkese ayr? ayr? kabiliyetler vermi?. Herkese ayr? güzellikler vermi?. Bizim çocuklar?m?zda müzikde, sporda, e?itimde, her alanda en ba?ar?l? olmak mecburiyetinde. O a?k? onlara kim verecek? Bizim devletimiz o a?k? verecek, te?vik edecek. Bizim ba?ar?l? çocuklar?m?z bat?l? üniversitelerden burs alabilmek için, onlar?n anlay??? do?rultusunda ya?amak mecburiyetinde de?il. Bu çocuklar kendi hür iradeleriyle ya?ayabilmeli, dü?ünebilmeli, bende ona hizmet edebilmeliyim. Çünkü o bir bilgi kayna??d?r… Tüm dünyaya bakt???m?zda, bir bilgi kayb?na u?ruyoruz, yeti?mi? insan kayb?na u?ruyoruz. Niye? Çünkü biz ne doktorlar yeti?tiriyoruz, ama onlar?n giderlerini kar??layam?yoruz. Onlar? hemen di?er ülkeler kap?yor. Bu çok ac? bir?ey… Çünkü biz bir güne?iz. Bu güne? benim maziden bugüne kadar gelen türk milletinin ve Türkiye devletlerinin hep özgür iradesiyle 3 k?taya, 7 denize hükmetmi?. Adaleti, medeniyeti hep biz götürmü?üz o insanlara. Ozaman bizim çocuklar?m?z özlerini ve tarihlerini çok iyi bilmeli. Dolay?s?yla Avrupa´da ya?ayan ve do?an, Avrupa´da okuyan genç karde?lerimizin babalar? gibi olmalar? yetmiyor. Analar? gibi olmalar? yetmiyor. Çünkü analar?da babalar?da zorluk içerisinde yeti?tiler… Dolay?s?yla bunlar?n fark?na vararak idealist olmak mecburiyetindeyiz. Do?ru bildi?imizi, cihan kar??m?za geçse dahi, Peygamber Efendimiz (sav) gibi ´Sa? elime güne?i, sol elime ay? verseniz, ben bu davadan vazgeçmem´ diyeceksiniz… ?nsanlara hizmet edeceksiniz. Bireysel olarak, e?er biz berabersek, beraber kahvemizi içeriz. Kahvemiz var ise, beraber içece?iz. Bilgi de bunun gibi. E?er sen bu milletin bir ferdi isen, senin bir bilgi hazinesi olabilmen için, o bilgi sende var ise, o zaman o bilgi önce senin kendi milletine, senin kendine yak???r, sana faydas? dokunmal?… Dolay?s?yla bunu yapabilmek için türkçe önemli. Dil, dil, dil… Ama ?imdi Türkiye´ye bak?n, dizilere bak?n, konu?ulan türkçeye bak?n… Onun için Avrupa´daki karde?lerimizin türkçesine k?zam?yorum, hiç bir ?ey diyemiyorum.
Mustafa Bey, Konfüçyusun bir sözü var, ´Bir toplumu yok etmek için, silahlara gerek yok. Lisan?n? unutturmak yeterlidir´ diye… Peki Mustafa Bey, Avrupa´da son senelerde çok nadir konser veriyorsunuz? Bunun nedeni varm?? Eskiden çok daha fazla sizi görmek ve dinlemek mümkündü…
Avrupa´da geçmi?te çok konser verdik. Özellikle Almanya´da. Bir y?lda 65-67 konser verdi?imiz oldu, 7 sene önce. Art?k insanlar? tan?r olduk. Bebekken elime al?p resim çektirmi?im, ondan sonra ni?an?na, dü?ününe gitmi?im… böyle olunca, biraz uzakla?mak laz?m. Ve ben ?una inan?yorum… Orada ya?ayan insanlar?m?z, bir ar?n?n türlü türlü çiceklerden öz ald??? gibi, davranmal?lar. Çünkü bu do?rultuda yanl?z ben yokum. Birsürü arkada?lar?m?z var, benden çok de?erli sanatç?lar?m?z var. Onlar?da ça??rmak laz?m. Onun için ben kendimi biraz geri çektim. Yinede arada-s?rada gidiyoruz tabiki. Konserler devam ediyor.
?eyh Edebali´nin Osman Gazi´ye nasihatinde geçiyor, ´Sevildi?in yere s?k gidip gelme; muhabbet ve itibar?n zedelenir´. Adeta bunu uyguluyorsunuz yani….
Evet, bu çok do?ru bir söz. Ben buna inan?yorum. Sevdi?inizi çok sevmeyin, bir gün gelir dü?man olursunuz. Dü?man?n?z?da fazla yermeyin, gün gelir dostunuz olur… Yani ben kurufasülyeyi severim, ama hergünde olmaz yan?… Ama arkada?lar?m?z? unutmu? de?iliz, yine geliriz Allah izin verirse. Çok güzel dostlar?m?z var. Dünya-ahiret güzel karde?lerimiz var… Avrupa´da ya?ayan insanlar?m?z?n belkide kimlik bulmalar?nda çok büyük faydalar? oldular. Ben onlara minnettar?m. Dünyan?n neresinde bir türk var ise, k?smet olmu? benim bir albümümü alm??larsa, benim onlara bir refah borcum var… Dünyan?n öbür ucundada olsalar, ben davete icabet ederim, ben gelirim… Benim albümümü alan herkese benim bir borcum var, karde?im…. O yönden hiç bir problem yok çok ?ükür.
Peki Mustafa Bey, bu ho? sohbetiniz için ve bize vakit ay?rd???n?z için size çok te?ekkür ediyoruz…
Rica ederim. Ben te?ekkür ediyorum. Almanya´da ki karde?lerime selamlar?m? iletiyorum.
Publiziert in: Ayasofya, Nr.33 2010